COMO GÖLÜ & BELLAGIO

como gölü

Lüks, ihtişam, gösteriş ve bunlara ek olarak inanılmaz huzur veren doğal güzellik mi arıyorsunuz? Tamam doğru yerdesiniz 🙂 Como, Milano’ya 1 saat uzaklıkta lambda şeklinde devasa gölün ucunda kurulmuş. Minik bir kasaba ama tepelere doğru göz atmaya başladığınızda -özellikle gölü çevreleyen tepelere- hangi evi beğeneceğinizi şaşırıyorsunuz. Pardon, ev diyerek oldukça mütevazi davranıyorum her biri apayrı malikane… George Clooney, Madonna Gibi ünlülerin bu göl etrafında evlerinin pardon yine dilim sürçtü, malikanelerinin olduğunu söylersem az buçuk gözününüzde bir şeyler canlandırmış olabilirim sanırım. Gerçi George Clooney, turistlerden sıkılıp evini satmış sanırım, amaaaan haspam 🙂

Biz buraya yarım gün ayırmıştık ama yanılmışız, çünkü; gölü tam tamına gezmek için 2 gün ayırmamız gerektiğine karar verdik. Kısıtlı süreden dolayı çok fazla yürüyüş yapamadık, aslında vakit olsa bisiklet kiralayıp göl etrafında uzunca turlara çıkılabilir. Yukarı da haritada göreceğiniz üzere biz lambda şeklindeki Como Gölü’nün sol bacağı azcık gezip arabayla Bellagio’ya doğru ilerledik. Manzara harikaydı.. Evler zaten şahane.. Arabalar lüks.. Restorantlar kalburüstü…

Kısıtlı zamanımızı nasıl değerlendirdiniz derseniz, uzunca bir süre park yeri aradıktan sonra merkezde sokak arasında şans eseri park yeri bulup arabayı güvene aldıktan sonra, ver elini Como sokakları dedik, 14. yüzyıldan kalma Gotik Rönesans Duomo’sunu ziyaret edip bir an önce gölün kenarına attık kendimizi. Gölde teknelere binip tur atabilirsiniz ama biz teleferikle tepeye çıkıp manzara seyredelim dedik. Manzara seyredelim dedik de itiraf ediyorum gölün sadece bacağının bir kısmını göreceğimizi tahmin edemedim zaten 🙂 Şimdi gidecek olsam mutlaka tekne turu yapardım. Teleferiğe bindik tepeye çıktık, evlere hayran olup bol bol fotoğraf çektik. Aşağıya indikten sonra gölün kenarında ufak çaplı bir yürüyüş yaptık. Tam haftasonu kaçmalık bir yer, tadını doyasıya çıkardık diyemeyeceğim tabiki 🙁

Teleferiğe, birçok blogda karşılacağınız İstanbul kafeyi geçtikten sonra az daha ilerleyip sağa baktığınızda görebilirsiniz.

IMG_9288

Como’dan sonra Bellagio köyünü de görelim dedik, burası gölün 2 kolunun birleştiği bir tatil beldesiymiş, 40 dakika boyunca manzara eşliğinde güzel güzel köylerden geçerek bu süslü göl kasabasına geldik. Tam bir yazlık yer olduğu kıyı boyunca uzanan kafe ve yürüyüş yollarından belli oluyordu. Vardığımızda akşam olmuştu, köyde yürüyüş yapıp çeşitli şık restorantların önünden geçip bizde orta halli bir yere oturup ilk akşam yemeğimizi yedik. İtalya’da ilk ev yapımı şarabını ve makarnasını burada tatmış olduk yani. Verona’daki Bed & Breakfast şanssızlığını ‘Bekle Bizi İtalya’da anlatmıştım. Bu oturduğumuz restoranttaki tipik sevimli İtalyan garson çocuk otel bulmamızda yardım edip buralar çok pahalı burada kalmayın diyerek bize hem yardım etti hem de fakirliğimizi yüzümüze vurdu sanırım 🙂

Bu gölün tamamını ve etrafındaki seçmece yapacağınız kasaba ve köyleri gezmek için 2-3 gün ayırabilirseniz, tam tamına tadını çıkarırsınız bence. Hadi şimdi Verona’ya gidiyoruzzz! Koşun!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir