ROMEO & JULIET’in ŞEHRİ VERONA

Unesco Dünya Mirasları listesine dahil edilen Verona, şu an açık hava opera temsilleri, tiyatro ve çeşitli gösteriler için kullanılan Arenası, etrafında çeşitli kafe ve restorantların sıralandığı Bra ve Erbe meydanları, Adige Irmağı üzerindeki Taş Duvarlı Köprüsü (Ponte di Pietra), W. Shakespeare‘in hikayesinde yer alan Juliet’in evi ve daha birçok ilgi çekici tarihi yapıları ile birlikte sempatik bir İtalya şehri olduğunu kanıtlıyor. Evlerin yeşil panjurları bir de balkonlardan sarkan rengarenk çiçekler ile birleşince Verona sokaklarında dolaşmak mutluluk hormonu salgılıyor bünyemizde.

IMG_9335

Verona’nın hemen hemen gezilecek tüm yerleri şehrin merkezinde surlarla çevrilmiş durumda. Bizim otelden 25-30 dakika yürüyerek şehrin merkezine varıyoruz. İlk dikkatimi çeken her yaştan insanın bisiklet sürüyor olması! Araç trafiği gibi bisiklet trafiği var 🙂 Çiçek dolu balkonlara hayran hayran bakarak sur görünümlü yapıdan geçerek Verona’nın merkezi Bra Meydanı’na ulaşıyoruz.

Meydana geldiğimizde Arena bizi karşılıyor, Roma’daki kadar görkemli ve büyük olmasa da İtalya’nın 3. amfitiyatro olma özelliğini taşıyor. Şimdi de birçok kültürel etkinliğe ev sahipliği yapıyormuş. Biz de şöyle bir Arenanın etrafında tur atıp çevreyi gezmeye başlıyoruz. İçimize sinen fotoğraflar çekemiyoruz, çünkü; şansımıza bugün Verona’da maraton koşusu olduğundan şehir olduğundan daha kalabalık 🙂

IMG_9341

Ara sokaklarda dolaşa dolaşa Adige Irmağı’na çıkıyoruz. (Kaldığınız yerden harita almayı unutmayın :)) Burada ki Taş Köprüyü (Ponte di Pietra) fotoğraflayıp fazla zamanımız olmadığından karşıda görünen kaleye (Castelvecchio) el sallayarak Juliet’in evini bulmaya adıyoruz kendimizi. Bilmediğimiz sokaklara gire çıka arada harita arada turistik levhaların sayesinde yolu doğrultuyoruz. Sanırım tatillerde en çok bunu seviyorum, hiç bilmediğin bir yeri keşfetmeye çalışmak mutlu ediyor beni. İtalya’daki şehirlerin sokakları yürümek için çok cazip zaten. Şu eve bak, şu balkona bak derken ne kadar yürüdüğünüzü gece uyurken ayaklarınızın sızısından anlıyorsunuz 🙂 Balkon-cam derken evlerin yeniliği eskiliği, tarihi ya da modern olması değil, rengarenk çiçeklerle balkonlarını, camlarını donatıp insanlara enerji vermelerinden bahsediyorum. Aşağıdaki fotoğraftan gördüğünüz gibi bir çok yerde bu tür çiçekçi dükkanlarından var, benim bu dükkanı sırtlayıp Eskişehir’e getiresim geldi, demek ki buradakiler de dayanamayıp evlerine getiriyorlar 🙂

20141005_104748

20141005_104930

Verona’nın simgesi haline gelen Juliet’in evini (Casa di Giulietta) buluyoruz sonunda, zaten burası (Via Cappello No:27) Erbe Meydanı’na çok yakın olduğu için turist kalabalığından önemli bir yerde olduğunuzu anlıyorsunuz. Aslında Romeo ve Juliet tamamen bir öykü ve bu evinde 13. yy’da restore edilen bir han olduğunu biliyoruz, gelmeden önce araştırdık öğrendik, ama olsun atmosfer çok güzel ya! Kimilerine göre tam bir turistik pazarlama ama bu fikri düşünüp gerçekleştirip ve yüzlerce binlerce turist çekiyor olmak ayrı bir başarı bence. Neyse eve girişte duvarın rengini görmek mümkün değil, tüm duvar boydan boya, aşağıdan yukarıya isimler ile dolu.. Her dilden isimler görebilirsiniz. Çok güzel bir atmosfer yakalanmış, bahçeye doğru ilerleyip şiir, film ve tiyatro eserlerine konu olan Romeo’nun tırmandığı şu meşhur balkonu görüyoruz. Evin içine girip balkona çıkmak ücretli, çok kalabalık olduğundan biz çıkmadık, o açıdan ücretini bilemiyorum ama bahçedeki Juliet’in heykeli ve bahçeyi çevreleyen duvardaki notlar daha ilgimi çekiyor açıkçası. Bu arada öğrendiğim üzere Juliet’in sağ göğsünü tutup dilek dileniyormuş, gelenek gibi bir şeymiş, benim neyim eksik diyor ve Juliet’in affına sığınarak dileğimi diliyorum 🙂 Ayrıca söylememe gerek yok, heykelin tam arkasında azcık sağ tarafta ismimizi görebilirsiniz. İsmimizi bulup fotoğraflayıp ispat edene Eskişehir turu hediye (Bunun Paris yazısından hatırlıyorsunuz sanırım) 🙂

IMG_9352

IMG_9355

Verona’nın iki merkezinden biri olan Erbe Meydanı’na Juliet’in evinden çıkıp yine kalabalığı takip ederek ulaşıyoruz 🙂 Bir diğer merkez Arena’nın bulunduğu Bra meydanıydı, orayı gezmiştik zaten. Bu meydanda genelde pazar kurulurmuş, biz gittiğimizde tezgahlar yoktu ama siz gittiğinizde pazara aldanıp Roma döneminden kalma meydanın ortasında yer alan çeşmeyi fotoğraflamayı unutmayın. Erbe meydanı’na çok yakın Signori’ye de uğrayıp 19.yy tarihli Dante Heykeli’ni görün.

IMG_9364

Biz Verona’ya yarım gün ayırabildiğimiz için belli başlı yerleri rotamıza aldık, birkaç kiliseye ve kaleye uzaktan el sallayıp ilgimizi çeken yerlere yöneldik. Sizler 1 tam gün ayırarak tüm şehri doyasıya gezebilirsiniz. Aslında Verona’ya gelmişken 1 saat uzaklıktaki –bizim malesef zaman ayıramadığımız- Garda Gölü’ne de gidip gölün tadını çıkarırsınız, ne güzel olur 🙂

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir