ÖĞRENCİ ŞEHRİ FREIBURG

Merhabalar! Sabah Alsas rotasından bir yerlerde uyandık, öğlen Basel’de gezdik, akşama doğru da Freiburg’a geldik 🙂 Bizim geziler -eğer takip ediyorsanız- bazılarınıza gereksiz koşturmalı geliyor olabilir; ama işte ne yapalım, ‘olabildiğince daha çok yer görelim!’ mantığı var biraz eşimde (sanki benim hoşuma gitmiyormuş gibi az şikayet edeyim). Eğer tek şehre seyahate gelmemiş isek araba kiralayıp genel bir rota çiziyor; sonra da rotamızın içine nereleri alabiliriz araştırıyoruz. Ufacık tefecik şehirlere de yarımşar gün ayırıp şöyle ucundan şehrin tadına bakıyoruz 🙂

Asıl rotamız Alsas rotasıydı seyahat başlangıcında, ama öyle güzel bir bölgeye gelmişiz ki hem Alsas hem Basel hem de Almanya’nın Freiburg ve Heidelberg olmak üzere 2 şehrini gezebildik. Bu şehirler arasındaki mesafeler birbirlerine 1’er saat uzaklıkta olunca 1 güne 2 şehir sığdırdığımız oldu.

En başta Freiburg’u rotaya eklediğimizde uğramaya değer mi değmez mi bilememiştim. Hatta arabayı park edip en merkezi caddeye giriş yaptığımızda, Freiburg gayet sıradan bir şehir gelmişti. Önyargılı olmamakta yarar var tabiki 😉

Freiburg, Almanya’nın öğrenci şehri sayılıyor, yaklaşık 20.000 öğrenciye ev sahipliği yapıyormuş. Bu özelliğiyle Eskişehir’e çok benzettim. Tramvay geçen caddesi bile bizi Doktorlar Caddesi’nin aynısı 🙂 Eskişehir’den en önemli farkı ise sırtını ormana dayamış olmasıydı, çok güzel bir havası vardı. İlk başta gözüme sıradan görünen Frieburg, her bir adımda cıvıl cıvıl, hareketli ve bir o kadar da sevimli gelmeye başlamıştı gözüme.

Freiburg’un Schwabentor, Martinstor ve Breisacher Tor adında 3 tane eski ve sembolik kapısı var. Merkezi caddenin en ucunda bir tanesini göreceksiniz. Şehrin simgesi olduğundan, önünde fotoğraf çektiren çok, biz dahil 🙂

Bu upuzun, geniş alışveriş caddesinde tur atıp eski kapıları fotoğrafladıktan sonra ara sokaklara daldık. Bu arada haritamız filan yoktu buna rağmen 2.turda çözdük şehri 😉 Madem şehri çözdük, sıra detaylara geldi hem de çok şirin detaylara 🙂 Aşağıda göreceğiniz fotoğraf şehrin yollarının kenarlarında yer alan kanalcıklara ait. Bachle diye adlandırıldığını sonradan öğrendiğim bu su kanallarını caddede ve ara sokaklarda görebilirsiniz. İnanışa göre ayağınız kayar ve bu kanallara girerse tekrar Freiburg’a gelecek; bir diğer inanışa göre de Freiburglu biriyle evlenecekmişsiniz. Öyle yanlışlıkla olmuş gibi ayağınızı sokmak filan yok ha hile yapmayın 🙂 Bence çok estetik görünüyordu, yaz aylarında çocuklar için ayrı bir oyun alanı oluyordur sanırım.

Hava kararmadan Freiburg Katedralini (Freiburger Münster) de ziyaret edelim diye düşündük. Nasıl bulacağınızı tarif etmeme gerek yok, 100 m’den uzun yüksekliğindeki kulesiyle her yerden görebilirsiniz katedrali. 1200’li yıllardan günümüze gelmiş Gotik bir yapısı var. Kule yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya gelmiş ve 2006’dan beri restorasyon çalışması sürüyormuş.

Katedral, Münsterplatz meydanında yer alıyor. Etrafında sebze ve meyve pazarı vardı. Size denk gelir mi bilmem. Bunun dışında bu meydanda kırmızı bina göreceksiniz, bu bina 1520 – 1532 yılları arasında belediye pazarı olarak inşa edilmiş. Ben tiyatro filan sanmıştım 🙂

Şehrin eski kısmında gezinmeye devam ettik. Binalar en fazla 3 katlı, sokaklara araba girmiyor. Rahat rahat yürüdük ve etrafa göz attık. Çok güzel dükkanlar ve çok çeşitli restoranlar gözüme çarptı. Uzak doğu mutfağından oldukça gördüm mesela.

Freiburg’da özellikle görelim dediğimiz yerlerden biri de Schlossberg’di. Burası şehrin manzarasını izleyebileceğiniz yeşil bir alan. Tarif ederken kafeler göreceksiniz demişlerdi, ama biz biraz tırmandıktan sonra seyir terasına ulaştık ve terasa vardığımızda kafe filan bulamadık. Belki de yeterince tepeye çıkmamışızdır, bilemiyorum. Ayrıca füniküler ile çıkalım dedik sonradan tırmanmaya karar verdik. Sizler belki füniküler ile çıkarsanız, kahve keyfi yaparsınız yerimize.

Gelelim Freiburg’un Christmas marketlerine 🙂 Arkadaş her sokakta market olur mu, nereye bakacağımızı, nerede sıcak şarap keyfi yapacağımızı şaşırdık. Her sokak dolu, her alan cıvıl cıvıl 🙂 Tek kelime ile bayıldım! Artık en son kaldırımın birine oturup elimizde şaraplarımız ile etrafı seyrettik uzun uzun. Strasbourg’da da yılbaşı marketleri ve ortam harikaydı ama erkenden kapanıyordu. Burada çok geç saatler olmasına rağmen kalabalık dağılmadı.

Karnımızı doyurmak üzere Christmas marketten istemeye istemeye ayrıldım. Okan beni mutlu etmek için 10 kere market kalabalığına girdi çıktı garibim, şimdi sıra bendeydi ve güzel bir yemek yeri bulacaktık. Şansımıza harika bir yere girmişiz. Gitmek isterseniz aklınızda olsun ‘Storchen La Cicogna’, İtalyan yemekleri servis ediliyor, porsiyonları büyük, hizmet hızlı ve fiyatları gayet makul 😉 Servis yapan arkadaş Türk çıktı ve bize çok yardımcı oldu, kendisine buradan sevgiler… Gerçi en son ‘abi yanlış anlamayın da patron başka bir şey yiyecekler mi diye soruyor’ diyince kalkmamız gerektiğini anladık 🙂 Çünkü çok çok kalabalıktı ve ayakta sıra bekleyenler vardı.

Yemekten kalkıp yeni ve eski şehir ortasında yer alan bizim Doktorlar Caddesi’nde son turumuzu attık ve ‘Freiburg’a iyiki gelmişiz’ dedik. Şehir enerjisini gençlerden alıyor ve caddesine ve sokaklarına yansıtıyor. Siz de bu enerjiye ortak olmak isterseniz, rotanızı bu şehre çevirin 😉

 

 

One thought on “ÖĞRENCİ ŞEHRİ FREIBURG

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir