KARS ve ÇILDIR GÖLÜ

Doğu expresi ile Kars turu son zamanlarda ne kadar popüler oldu değil mi? Aslında benim de gidenlerin  fotoğraflarını gördükçe içim gidiyor. O sıcacık tren odaları, süslenen camlar, şarap kadehleri ve kalıncacık çorap patikler 🙂 Çocuklar küçük olunca 24 saatlik bir tren yolculuğu şu an bizim için sınırları fazla sorgulamak demek 🙂 Ayrıca her sene giderek artan tren bileti fiyatları neredeyse artık uçak biletini geçti.

Doğu turunu planlarken dönüşümüzü, bayramda eşimin memleketi Giresun’da olacak şekilde düzenledik. Nokta atışı yerleri seçe seçe Kars’ta bulduk kendimizi. Genelde Kars’ a Ocak, Şubat aylarında gidilip donmuş Çıldır Gölü’nün tadına varıyorlar; biz de Temmuz’da gidip göl manzaralı yemek yemiş olduk 🙂

Yalnız şuna emin olduk ki Kars her mevsim güzel. Dokusu, eski binaları, gece sarı ışıklar ile oluşan görüntüsü, o doğunun gece ıssızlığından sonra erkekli kızlı dolu sokakları, şarap evleri, leziz peynir tabakları, kendine has ve zengin mutfağı, tarihi… derken anlata anlata bitiremiyorum hala 🙂 Doğu’nun en güzel şehri oldu benim için! Ve evet yine, yeniden gitmek istediğim yerlerden biri!

Iğdır Tuz Mağaraları’ndan ayrılıp kısa sürede Kars’a vardık. Gezmeye Ani Harabeleri’nden başlayalım diye düşündük. Çocuklar arabada uyuyakalınca fırsat bu fırsat Okan tek başına sakince bir keşfetmeye başladı. Ve direk şu mesajı attı: “Didem Bayıldım!”. Bana da sabırsızca çocukların uyanmasını beklemek düştü 🙂 Açıkçası tarihi yerler benim biraz sıkıldığım yerler oluyor gezilerde, ben biraz daha şehrin sokaklarına dalalım ya da yeşil alanlara kayalım tercihindeyim ama burası gerçekten büyüleyici idi! Kışın cidden sağlam giyinmek gerekli; Şubat ayında içlik, bere ve eldiven şart. Donmayın sonra 🙂

Ani Harabeleri’nden bahsetmem gerekirse: Ermenistan sınırında, Arpaçay Nehri’nin sınır çizdiği çooook eski bir yerleşim yerindeyiz! 992 yıllarında en kalabalık nüfusu barındıran Ani Harabeleri, 1700’lü yıllara kadar ev sahipliği yapmış. 19. yy itibari ile de nüfus azalmış.

“1001 Kilise Şehri” olarak anılıyor; 2016 yılında da UNESCO Dünya Miras Listesi’ ne alınmış. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Ani Harabeleri, Kafkaslardan Anadolu’ya ilk stratejik bir geçiş kapısı olması nedeniyle ayrı bir önemi vardır. Harabenin çevresi surlarla çevrili. Bir sur kapısından giriş yapıyorsunuz şehre gibi düşünün. Surların üzerindeki motifler farklı medeniyetlerin izlerini en açık şekilde yansıtmakta. Surlarda Ermeni mimarisinin en seçkin örneklerinin yanı sıra Gürcü, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin de izlerini görmek mümkün. Tam bir şehir hayal edin çarşısı, kilisesi, ibadethaneler vs. Buradaki ilk kazı 1892 yılında başlamış. Müze kart ile giriş yapabilirsiniz. Kars’a da biraz mesafesi olduğu için yarım günü buraya ayırın derim. Ermenistan sınırına doğru ova manzaralı fotoğraf çektirmeyi de unutmayın 🙂

 

 

 

Ani Harabeleri dönüşü geleneksel Kars yemekleri yemek için biz Hanımeli Kars Mutfağı lokantasını seçtik. Ben Kars’ a gelmeden önceden bir göz gezdirip ne yiyeceğimi seçmiştim bile 🙂 Piti yemeğini mutlaka deneyin. Çoook lezzetli, çömlek kaplarda safranlı baharatlı suyun içinde pişen büyük ve güzel pişmiş lokum gibi bir kuzu incik, yine aynı kapta pişen nohutlarla birlikte servis ediliyor. Kaz eti denemedik açıkçası, çok gurme sayılmadığımız için mevsimidir değildir bilemediğimizden. Kendi damak tadımıza göre hareket ettik. Hanımeli’ni öneririm. Sadece Kars’a özgü yemekler var, mutlaka uğrayın.

Bunun dışında birçok lokal mutfak ve ünlü restoranlar bulunuyor. Aşık atışmalarını dinleyerek kafkas gecelerine katılabilirsiniz. Biz 2 bebeyle şarap evine gidip Rus mimarisinden kalan binaları inceleyerek gecemizi geçirdik. Doğu gezisinden bir Van’da bir de Kars’ta gece sokakta kadın gördüm yalan olmaz cidden. Hele ki buradaki gerek turizmin artması gerekse konservatuvar olmasının etkisinden gece çıktığımda sanki İstanbul’da gibiydim. Köyden indim şehire oldum 🙂

 

 

 

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir