Türkçesi beş toprak anlamına gelen ‘Cinque Terre’yi sevgili eşim Okan sayesinde öğrendik ve Floransa’dan Pisa’ya geçmişken, Pisa’dan 1 saat uzaklıktaki bu 5 şirin köyü görmeden geri dönmeyelim diye düşündük. İnternetten de köyleri araştırdığımda gezmek için çok heveslendiğimi söylemeliyim. Genel de hep belli başlı turistik şehirleri duyup gezdiğimizden, bu tür orijinal yerleri de es geçmemek lazım diye düşünüyorum.  www.cinqueterreonline.com ya da  www.cinqueterre.eu.com/en  sitelerinden bir bakın bakalım, konaklamak olsun, yürüyüş rotası olsun işinize yarayabilir 😉 Tabi önce ayıp olmasın diye benim yazımı okuyun sonra küsüşmeyelim 🙂

Cinque Terre’yi köy köy aşağıda anlatacağım ama önce genel olarak şöyle bir özetleyeyim: deniz kenarındaki kayalıklara konumlanan birbirinden ayrı 5 köyden bahsediyoruz. Bu köyler araba ulaşımına kapalı. Bir köyden diğer köye geçmek için ya trenleri kullanacaksınız ya da tabana kuvvet trekking havasında yürüyeceksiniz.  Benim tavsiyem tabiki spor ayakkabı ve eşofmanlarınızı giyip deniz ve üzüm bağları manzarası eşliğinde yürümeniz. Yalnız bir köyden diğer köye yürüyerek ulaşım 1 saati geçtiği oluyormuş, bizim zaman kısıtımız olduğundan ulaşımı trenlerle sağladık.

Yukarıdaki haritada da köylerin sıralanışını görüyorsunuz, bizim de Güney’den Kuzey’e seyahat ettiğimizi düşünürsek Riomaggiore’den başladık gezmeye, eğer siz de bizim gibi arabayla geziyorsanız ya da güney taraftaysanız; La Spezia’ya gelip arabanızı buraya park edip tren istasyonundan Cinque Terre biletinizi alabilirsiniz. Aynı biletle trenlere inip binecek, köyleri gezeceksiniz. Zaten danışma ofisi var, oradan harita edinip yetkililerce bilgilendiriliyorsunuz. Köyleri eğer trenle gezecekseniz dikkat etmeniz gereken tek nokta şu: size verecekleri kağıttaki tren saatlerine ve trenin gideceğiniz köylere varacağı saatlere dikkat etmeniz. Biz çok dikkat etmediğimiz için, ilk köyde bindiğimiz tren 2. köyde durmayınca paniğe kapıldık, bir baktık en son köyde durdu, apar topar inişimizi görmeniz lazımdı, meğer aradaki köylerde durmayan bir trenmiş bu 🙂 Ayrıca tren biletinizi makinelere okutmayı unutmayın ve biletinizi atmayın, yürüyüş yollarında büfe görünümlü gişelerde biletler kontrol ediliyor. Ayrıca trenlerde de ara sıra bilet kontrolü olabiliyormuş. benden söylemesi 😉 Geziniz bitince de zaten La Spezia’ya giden trene (hemen hemen her tren gidiyor) atlar turunuzu bitirirsiniz.

Riomaggiore’den başlayan turumuz, tren saatlerine bakmadığımızdan en son köy Monterrosso al Mare ile devam etti sonra Kuzey’den Güney’e Vernazza ve Manarola ile sonlandı. Corniglia’dan özür dileyerek onu atladık, çünkü; kendisi bu 5 köy içerisinde en tepe de yer aldığından trenle ulaştıktan sonra bir de otobüs kullanmak gerekiyordu, açıkçası enerjimizi diğer köylere harcadık.

Haydi birlikte gezmeye başlayalım!

1. Riomaggiore 

Riomaggiore, aşıklar yolu (Via dell’Amore) diye adlandırılan mükemmel manzaralı yürüyüş yoluna sahip. Bu yol sizi 15-20 dk’lık yürüyüşle bir diğer köy Manarola’ya bağlıyor. Biz de bu yolu yürürüz derken La Spezia’daki görevliden restorasyon nedeniyle yolun kapalı olduğunu öğrendik. Tabi biraz moralim bozuldu ama artık köyün pastel tonlu ve yeşil panjurlu tipik İtalyan evleri ile moral bulmaya çalıştım 🙂 Bu arada, Riomaggiore’de dahil olmak üzere diğer 4 köyün başlıca geçim kaynağı şarap üretimiymiş, tepelerde üzüm bağlarını sıkça göreceksiniz.

Uzun tempolu gezebilmek, ayrıca diğer köylerde bir yer bulur muyuz bulamaz mıyız diye düşündüğümüzden Riomaggiore’de yemek yemeyi tercih ettik. Size de rahatlıkla öneririm pesto soslu pizzayı deneyin! Çok fazla mekan seçeneği yok, biz gözümüze şirin görünen bir yere girdik, karnımızı doyurduk, hem kendimizi hem kafeyi fotoğraflayıp köyü gezdik. Tepedeki kilisesine çıkıp uzaktan aşıklar yolunu izleyerek derin bir iç çekip ‘bu restorasyonlar da hep mi bizi bulur’ diye isyan edip tren saatine göre bir sonraki köy için yola koyulduk.

2. Monterosso al Mare

Cinque Terre’nin en büyük köyü olan Monterosso, küçük bir sahil kasabasını andırıyor. Yazın denize girmek için ideal bir yer olduğu belli. Yaz tarihlerinde gelinirse eğer köyler arası yürüyüş yapıp en son bu köyde konaklayarak bir de deniz keyfi yapmak çok mantıklı olabilir bence.  Bu arada 5 köyü yürüyerek 4-5 saatte bitirebilirsiniz diye yorumlar okudum ama sanki bana daha fazla sürermiş gibi geldi.

Gerçekten de köyün büyüklüğü geniş sahilinden de belli ediyor kendini, sahil boyunca yürüyüş yapıp ara sokaklara dalıp çıkıyoruz. Köyün yazın daha hareketli olduğuna eminim, Ekim ayında bile oldukça kalabalıktı.

   3. Vernazza

Monteresso’dan atladık trene, geldik Vernazza’ya… Rengarenk evleriyle değişik bir atmosferi var bu köyün, internette bulacağınız harika fotoğrafları ise yürüyüş yoluna çıktığınızda çekebilirsiniz. Balıkçı tekneleri bile renkli renkli boyanmış, insanın içi açılıyor. Meydanda bir şeyler içmek için birkaç kafe de var, biz yürüyüş yoluna tırmanarak fotoğraf çektik bol bol. Şansımıza İtalya gezisi boyunca hava bir kez kapattı o da Cinque Terre gezisine denk geldi 🙁 Bu yüzden fotoğrafları soluk bulursanız bir de internetten araştırın derim.

   4. Manarola

Bu köylerin içinde en çok Vernazza’yı sevdim derken, Manarola’yı görünce karar değiştirdim sanırım:) Köyün içini gezerek yine yürüyüş yoluna fotoğraf çekmek için tırmandık. Köyü uzaktan seyrettiğimde en orijinal köy burasıymış gibi geldi bana. Tüm evler dik bir yamaca yan yana sıralanmış değişik bir görüntü sunuyor insana.

Köyün içinde ise diğer köylere nazaran daha şık restorantlar gözüme çarptı, Deniz ürünleri seviyorsanız burada yemek yiyip manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.

Gönül isterdi ki sabahtan başlayalım yürüyüşlere, Aşk Yolu açık olsun, köyler arası deli gibi trekking yapıp sonra Monterosso’da kendimizi cozzz diye denize atalım.. Ama bu kadarı bile yetiyor insana, sizler de yakın mesafe de bir yerlerdeyseniz en azından yarım gününüzü bu köylere ayırın derim. Aşk yolu umarım açılır da bir de orada fotoğraf çektirir bana yollarsınız 🙂